Image default
GündemManşet

Sinan Ateş davasında ‘adli gerçek’

MHP Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, “CMK 237. Maddesindeki düzenlemeye göre; “Suçtan zarar gören” gerçek ve tüzel kişiler İlk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında, hüküm verilinceye kadar kamu davasına katılabilirler. Ankara 32.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Milliyetçi Hareket Partisi’nin davaya katılma talebinin reddi usul ve yasaya aykırıdır.” dedi.

Sinan Ateş davasında ‘adli gerçek’

Milliyetçi Hareket Partisi CMK 237. Maddesi gereğince “suçtan zarar gören” olarak, Ankara 32.Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Sinan Ateş’in öldürülmesiyle ilgili davada, davaya katılma talebinde bulundu.

  1. yüzyılın başında batılı emperyalist devletler Anadolu’da Türk varlığını yok etmeye çalışırlarken, genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Milliyetçiliği fikri üzerine kurulmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatından sonra Türk Milliyetçiliği geri plana atılmış, Merhum Başbuğ Alparslan Türkeş tarafından 9 Şubat 1969’da Milliyetçi Hareket Partisinin kurulması ile milliyetçilik sivil bir hareket olarak siyasetteki yerini almıştır.

Merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’in vefatından sonra,6 Temmuz 1997’de Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanlığına seçilen, Sayın Devlet Bahçeli, çağın değişen, gelişen ve dönüşen şartlarına göre hareketin de gelişip değişmesini ve yeni terkipler oluşturmasını istemiştir ve bu amaç için mücadele etmiş ve etmeye de devam etmektedir.

Ülkücü-milliyetçi kadrolar, siyaset hayatında bu ülkenin yüzyılların birikim ve tecrübesiyle bir arada yaşama kültürüne fazlasıyla sahip olduğuna inanmıştır.

Bu kadrolar “Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan ve kendisini bu ülkenin müktesebatına ait hisseden herkes Türk’tür” inancıyla, toplumda ayrılığa neden olabilecek unsurlara karşı müşterek değerlerimizi hatırlatmıştır.

Türk milliyetçiliğinin kendisi dışındaki uluslara öteki muamelesi yapan ırkçı milliyetçilik anlayışlarından ayrıldığını, her ulus ve bayrağın kendi bağlamında saygın olduğunu vurgulamıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin durduğu yer, Türkiye üzerinde hesapları olan pek çok farklı kesimi rahatsız etmektedir.

Menfur bir cinayet üzerinden binlerce yıllık fikri müktesebatı olan, ülkesine hizmetten başka bir gaye gütmeyen ülkücü milliyetçi hareket, akla hayale sığmayacak mesnetsiz iddialarla mahkum edilmeye çalışılmaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin 07.05.2024 tarihinde TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, “Hayatlarında tek bir defa Ülkücünün hakkını, hukukunu ve haysiyetini gözetmeyen mihrakların partimizi ve Ülkü Ocaklarını bir cinayetle anma teşebbüsleri ayrıca değerlendirilmesi gereken şerefsizce bir saldırganlıktır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak beklentimiz şudur; Kimin elinde hangi belge ve bilgi varsa mahkemeye sunmalıdır.” diye çağrıda bulunmuştur.

Tüzel bir kişilik olarak Milliyetçi Hareket Partisi, bu kişiliğini sadece hukuki var olma gerçeğinden değil Türk tarihinin sorumluluğundan Türk milletinin tarihsel hikayesinden almaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin kadim hikayesini temsil eden ve tarihsel tecrübenin bugünkü adresi ve kurumsal merkezidir.

Türk siyasetinin en eski ve köklü partisidir. Geçmişten günümüze birçok badireden geçmiştir.

Uzantıları içerde ve dışarda olan ülkemizin birliği ve dirliğine kast etmiş her odağın karşısında gördüğü yıkılmaz bir kale olarak milletimizin saf sinesinde yer almış bir kurumsal yapıyı kimsenin asılsız ve mesnetsiz iddialarla kirletmesine hiçbir Türk Milliyetçisi müsade etmez.

Özellikle son aylarda Milliyetçi Hareket Partisi’ne aleni, bir saldırı söz konusudur.  Bu saldırılar aslında Türk milletine, onun iradesine ve milyonlarca kişinin demokratik tercihine yapılan bir saldırıdır.

Bölücü, Liberal, Marksist, Fetöcü yapıların elemanları, sistematik ve istikrarlı bir şekilde, küresel çeşitli güçlerle ittifak içinde ve siyasi meşreplerine de uygun paylaşım,haber ve yazılarla Milliyetçi Hareket Partisine iftira etmektedir.

Hiç kuşkusuz buna Milliyetçi Hareket Partisi müsaade etmeyecek, tarihi kimliğini, gerçeğini, kendi şahsında milletinin ve devletinin haklarını hukuk içinde koruyacaktır..

30 Aralık 2022 tarihinde 13:40 sularında Ankara İli Çankaya İlçesi Çukurambar semtinde gerçekleşen silahlı saldırı sonucu Sinan Ateş hayatını kaybetmiştir.

Olayla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış, yürütülen soruşturma neticesinde 2024/3535 nolu iddianame tanzim edilmiştir. İddianamenin hazırlanması 17 ay gibi uzun bir süre almıştır.

Bu süre içerisinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin kurumsal kimliğine ve kadrolarına yönelik sistemli ve organize bir saldırı hareketi başlatılmıştır.

Özellikle ulusal yayın yapan bazı medya organları, internet ortamında yayın yapan kanal ve haber siteleri  tarafından soruşturmanın gizliliği dikkate alınmadan yapılan yorum, iddia, itham ve değerlendirmeler gerçek dışı olup itibar edilmesi veya kabul edilmesi mümkün değildir.  

İftira ve isnatta bulunulan bazı siyasilerin Milliyetçi Hareket Partisi ve kadrolarına zarar verme istek ve arzuları izahtan varestedir.

Kısaca izah ettiğimiz nedenlerle ve aşağıda CMK 237. Madde ile ilgili yapılacak açıklamalar doğrultusunda katılma talebimizin KABULÜNE karar verilmesi gerekmektedir.

Şöyle ki;

Davaya katılma müessesi CMK’nın 237. Maddesinin 1. Fıkrasında “Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.” ifadelerine yer verilmiştir.

Suçtan zarar gören kişi tanımlaması ilgili kanun maddesinde sarih bir biçimde yapılmamış, tahdidi olarak sayılarak sınırlamaya tabi tutulmamıştır. Tanımlamadaki bu bilinçli eksiklik yargı mercilerince, içtihat merci olan Yargıtay kararları ile ve doktrinle doldurulmuştur. Şüphesiz ki tahdidi olarak bir sınırlama yapılmamasındaki temel amaçlardan bir tanesi bu hususta yargılamayı yapan merciye takdir hakkı tanıyarak olası hak kayıplarının önüne geçmektir.

Milliyetçi Hareket Partisi doğrudan zarar görmüştür ve görmeye devam etmektedir. Ceza yargılamasının temel amacı kanunda belirtilen ve anayasa ile güvence altına alınan ilkelere uygun hareketle hiçbir duraksamaya yer vermeden maddi gerçeğe ulaşmaktır.

Maddi gerçek, olayın ne şekilde gerçekleştiğini deliller vasıtasıyla ortaya çıkarma halini ifade eder.

Şüphesiz ki ceza yargılamasında maddi gerçeğe ulaşma safhasında herhangi bir delil sınırlaması getirilmemiş, maddi gerçeğin kanuna uygun her türlü delille ortaya konulabileceği kabul edilmiştir.

Bu açıklamadan sonra şüphesiz ki mahkemece ulaşılma imkanı bulunan tüm deliller ele alınıp değerlendirilmeli, sosyal medyada ve medyada konuşan, olayla ilgili bilgisi olduğunu iddia eden, bilgi ve belgelere sahip olduğu yönünde iddiası olan her kimse, yüz yüzelik ilkesinin bir gereği olarak mahkemece huzurda dinlenip maddi gerçeğin ortaya çıkması sağlanmalıdır.

Katılma talebini içeren iş bu dilekçe ekinde sunulan belgelerde ve harici bellekle sunulan kayıtlarda yer alan beyanlarda davaya konu olayla ilgili ilk andan itibaren “olayı tüm açıklığıyla bildiğini, failleri tespit ettiğini, cinayetin siyasi cinayet olduğunu ” ifade ederek Milliyetçi Hareket Partisi ve kadrolarını itham eden, yargılayan tüm isimlerin mahkeme huzurunda beyanları alınmalıdır.

Bu hususta dinlenilmesi istenen isimlerin listesi dilekçemiz ekinde sunulmuştur.

Tüm bu açıklamalar ve ekte sunulan kayıt ve metinler gereğince davaya katılma talebimizin kabulüne, isimleri belirtilen aralarında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’inde bulunduğu 154 kişinin mahkeme huzurunda ifadelerinin alınmasına karar verilmesini talep ederiz.

 

Milliyetçi Hareket Partisi

 

KAYNAK: Haber Merkezi

 

Related posts

TOKİ konutları hakkında çıkan iddialara yalanlama geldi!

admin

Adalet Bakanı Tunç: “Darbecileri yargılayan ve onlardan hesap soran bir yargımız var”

admin

SUNGUR, Türkiye’de bir ilke imza atıyor! Kritik TB-2 detayı

admin